Başarıya Giden Yolda Yapılması Gerekenler Nelerdir?
Öncelikle her birey kendine özgüdür, tektir, biriciktir. Hümanizmi benimseyen bir öğretmen olarak en azından benim için böyle. Bu sebeple de her bireyin kendine özgü bir çalışma yöntemi vardır. Ancak ben, tüm bunlara rağmen kendi yöntemini oluşturamayanlara genel geçer denebilecek bir yol haritası çizmeyi kendimce faydalı buldum. Gelin başlayalım.
1.Hedefimizi Belirlemek:
Elbette ilk olarak hedefimizi belirleyerek yola
koyulacağız. :)
Örneğin; üniversitede istediğimiz bölümü kazanmak,
öğretmen olarak atanmak, bir üniversitede akademisyen olmak vb gibi kendimize
uygun bir hedef belirleyeceğiz.
Bu hedefimizi belirlerken gerçekten kendimize uygun
bir hedef belirlemek çok önemli. Çünkü çoğu insan maalesef ki kendi
karakterine, hayat amacına hiç uygun olmayan hedefler belirliyor ya da
meslekler seçiyorlar. Dolayısıyla o hedefe ulaşmak için çıktıkları yol onlar
için olduğundan çok daha fazla zor hale geliyor.
Hedef belirlemek konusunda daha sonra ayrı bir yazı
paylaşmak istiyorum çünkü bu konu gerçekten başlı başına çok önemli bir konu.
Şimdilik gerçekten gönlümüzü verdiğimiz, kendimizi adayabileceğimiz, o yolda
tüm zorlukları göze alabileceğimiz; karakterimize, yaşam amacımıza, hayat felsefemize
uygun bir hedef belirlememiz gerektiğini söyleyerek bu maddeyi bitirmek
istiyorum.
2.Öncelik Sırası Belirlemek:
Hedefimizi belirledikten sonra yapmamız gereken ise
öncelik sırası belirlemek. Bunu yapmamızın amacı neyi ne zaman yapmamız
gerektiğini, öncelik olarak hangisinden başlayacağımızı bilmek ve bir kaosun
içine düşmemek.
Üniversiteye hazırlanan bir öğrenci, ya da KPSS’ye
hazırlanan bir öğretmen adayı için ya da aklınıza gelebilecek başka bazı
hedefler için önceliğimiz bu hedefimiz olmalı ve hayatımızdaki diğer şeyleri,
bunun altına önem derecesine göre sıralamalıyız.
Bunu her sabah ya da haftalık olarak bir deftere
yazabilirsiniz. Bunun için bir defterinizin olması da motive edici olabilir. :)
3.Ailemizi, Yakınlarımızı Bu Konu Hakkında
Bilgilendirmek:
Bazen bir hedef belirleriz ve bir yola koyuluruz ancak
bunu yaparken yakınlarımızı doğru şekilde bilgilendirmediğimiz zaman birtakım
sorunlar ortaya çıkabilir.
Hepimizin ailemize ve diğer yakın çevremize karşı bazı
sorumluluklarımız vardır. Dolayısıyla çevremizin de bu sorumluluklardan ötürü
bizden birtakım beklentileri mevcuttur. Ancak hayatımızın belli bir dönemini
işgal edecek bir hedef belirlediğimizde hayatımızdaki diğer bazı şeylerden
feragat etmemiz gerekebilir. Ya da bazı şeyleri belli bir sıraya koymamız, bir
plan dahilinde önceliklerimizi belirlememiz gerekebilir, yukarıda da
bahsettiğim gibi.
Hedefimizi koyup hayatımızdaki şeyleri öncelik
derecesine göre sıraladıktan sonra bunu yakınlarımızla, onları da kırmadan,
samimi bir dille paylaşmalıyız.
Bu süreci onlarla iş birliği içinde yürütmek emin olun
çok daha sağlıklı sonuçlar verecektir.
Örneğin; her hafta, herhangi bir gün planlamadan,
buluştuğunuz bir arkadaşınız var. Bu buluşmalar artık arkadaşınızla aranızda
olan ilişki için bir sorumluluk taşıyor olabilir. Arkadaşınızla konuşup eskiden
herhangi bir gün belirlemeden gerçekleşen bu buluşmanızı, belirli bir gün
belirleyerek gerçekleştirebilirsiniz.
Başka bir örnek; ailenize karşı, evdeki bazı işler
için belli sorumluluklarınız olabilir. Bu sorumluluklarınız daha önce belli bir
plan dahilinde değilken artık onları belli bir sıraya koyabilir bunu da
ailenizle paylaşabilirsiniz.
Böylece ailenizle ve diğer yakın çevrenizle sorunlar
yaşamaya ve bu sebeple strese girip motivasyon kaybına uğramaya karşı önlem
alabilirsiniz.
Bu maddeyi biraz daha uzun tuttum çünkü gerçekten
kendi motivasyonumuzu sağlamak zor evet ama bunu bir şekilde sağladıktan sonra
çevresel faktörlerden korumak da bir o kadar önemli.
Umarım doğru iletişim şekliyle kendinizi ifade
edebilir ve sevdikleriniz tarafından anlayışla karşılanırsınız. :)
4.Kendinizi Rahat Hissedebileceğiniz Bir
Çalışma Alanı Oluşturmak:
Bu süreçte çalışma motivasyonumuzu arttıracak, daha çok dış uyarıcılardan uzak (ancak fazla odaklanma istemeyen işlerde, derslerde vs kafeterya tarzı mekanlar da tercih edilebilir), bir alan oluşturmak önemli.
Bu mekan ev içerisinde kendinize ait bir oda ya da ev
dışında kütüphane gibi bir yer olabilir, tamamen sizin tercihinize kalmış.
Kendinizi nerede daha konforlu, daha odaklanmış hissediyorsanız oraya
kurulabilirsiniz. :)
Bunun dışında çalışma alanınızın düzenli, sade(çok
fazla eşyanın olmadığı), cep telefonu gibi dikkat dağıtıcılardan arınmış,
gürültüden uzak, sizi motive edecek şeyleri barındıran (duvara yapıştırılmış
motive edici sözler, resimler, motive herhangi bir eşya gibi), bir yer olması
odaklanmanız ve motivasyonunuz açısından etkili olabilir.
5.Esnek Bir Çalışma Planı Hazırlamak:
Belirlediğiniz hedef alanınıza göre günlük ya da
haftalık bir çalışma planı hazırlayacaksınız. Ancak bunu lütfen saatine,
dakikasına kadar belirlemeyin. Çünkü o saatler arasında planda olmayan bir olay
gerçekleşebilir ve tüm motivasyonunuz çöp olabilir.
Günlük ya da haftalık olarak hangi işi ya da dersi hangi gün yapacağınız, o işe ya da derse ne kadar zaman ayıracağınız, öğrenciler için; kaç soru çözeceğiniz gibi bu ve buna benzer bir plan belirlemeniz yeterli. Böylece yapacaklarınız bir düzene girerken saatlerle, dakikalarla sıkıştırılmış, katı bir plana değil daha esnek, sizi motive eden bir plana sahip olacaksınız ve böylece yaptığınız plan dışında bir olay gerçekleşse de “bu saatte bu işi yapmalıydım, yapamadım, saati geçirdim, bir daha yapamam…” gibi olumsuz düşüncelere kapılmayacaksınız ve en önemlisi motivasyon kaybı yaşamayacaksınız.
Bu arada esnek olmak hayatın her alanında sizi
rahatlatan bir faktördür. Denemenizi şiddetle tavsiye ederim. :)
6.İstikrarlı Olmak, Hiçbir Zaman Pes
Etmemek:
En, en, en önemli maddelerden biri bu olabilir!
Bazen her şey üst üste gelecek, kimse seni
anlamayacak, başaramayacağını söyleyecekler belki, belki söylemeseler de
hissettirecekler, bazen gerçekten çok fazla zorlukla karşılaşacaksın; bitti
diyeceksin, başaramayacağım… Ama bitmedi! Tam bunu düşündüğün anda unutma,
BİTMEDİ!
“Her şey üstüne gelip seni dayanamayacağın
bir noktaya getirdiğinde, sakın vazgeçme! Çünkü orası kaderinin değişeceği
yerdir.”
Mevlana
Dünyada çoğu başarılı olmuş insanın hayatına
baktığında hep çok çalışma, birçok zorluktan geçme, hayatında bazı şeylerden
fedakarlık etme, bazen çok acı çekme ama sonunda büyük bir başarı öyküsüne imza
atma vardır. Ama gerçek bir başarı öyküsüdür bu.
Belki diyeceksin ki kolay yoldan hatta tabiri caizse
saçma sapan, akla mantığa sığmayan yollardan, başarılı ilan edilenler, ciddi
paralar kazananlar yok mu? Maalesef ki var. Ama onlarınkine “gerçek
bir başarı öyküsü” diyebilir miyiz? Elde ettikleri maddiyattan ya
da sözde başarıdan ne kadar tatminler sence kendi içlerinde?
Her şeyi geçtim, sen gerçekten böyle sözde bir
başarıyla mı anılmak istiyorsun yoksa gerçek bir başarı öyküsü mü yazmak
istiyorsun?
Bu konuda size çok güzel, gerçek bir başarı
hikayesini konu alan ve motive edici bir film önermek isterim:
The Pursuit Of Happyness (Umudunu
Kaybetme)
Film Chris Gardner’ın biyografisini konu alıyor.
Eşinden boşanmış bir babanın oğluyla birlikte verdikleri yaşam mücadelesini
izleyeceksiniz. İzlerken hayatın içinden birçok duyguyu bir arada
yaşayacağınıza eminim.
Son olarak belirtmek isterim ki, eskiden ne zaman
böyle yazılar okusam ya da bu tarz filmler izlesem hep böyle kişilerin özel
kişiler olduğunu, herkesin bunu başaramayacağını düşünürdüm. Ve nihayetinde
konu kendime gelirdi ve “Neredeyse 60 bin kişinin girdiği bir sınavda
sıralamaya nasıl girebilirim ki, o kadar insan da benimle birlikte çalışıyor,
neden onlar değil de ben başarılı olayım ki, benden daha özel, yetenekli
insanlar elbet vardır.” gibi birçok düşünce zihnimde gezinirdi. Eminim
bunu yaşayanlarınız vardır.
Buna inandığınız sürece sonuç tam da inandığınız gibi
oluyor evet. Bir nevi kendini gerçekleştiren kehanet! Ama ne zaman bu
düşüncenizin doğru olmadığını kabul edip bu düşüncenin yerine tam tersi
olanlara inanmaya başlarsanız, yani başaracağınıza inanırsanız, bunu kendinize
ifade ederseniz ve bunun için gerekli adımları atarsanız başarılı olmanızın
önünde hiçbir engel olmayacaktır.
Bunu tüm bu koşulları yaşamış bir öğretmen olarak
söylüyorum. O zorlu sıralamaya girdim evet. Belki bu öykümü sizinle başka bir
zaman paylaşırım. :)
Sonuna kadar bu yazıyı okuduğun için ve bu yola çıktığın
için kendine teşekkür etmelisin.
Unutma, tüm başarılar minik bir adımla başlar!
“Dünyanın gördüğü her büyük başarı, önce
bir hayaldi. En büyük çınar bir tohumdu. En büyük kuş bir yumurtada gizliydi.”
Edgar Allan Poe
0 comments