Çaresizlik Hissine ve Diğer Olumsuz Duygulara Karşı 5 Etkili Yöntem

 Hayatımızın belli dönemlerinde, özellikle böyle afet zamanlarında çaresizlik hissi başta olmak üzere birçok olumsuz duyguya kapılabiliriz. Bu hisle baş etmeye çalıştıkça daha da derinleşir ve içinden çıkılmaz bir hale gelebilir. 

Böyle zamanlarda elimizden bir şey gelmediği için tamamen içimize kapanma, dış dünyayla bağlantıyı en aza indirme gibi eğilimler gösterebiliriz. 

Bu sebeplerden dolayı bu yazımda çaresiz zamanlarda tamamen kendimizi kapatmadan, dış dünyayla bağlantıyı koparmadan, çaresizlik hissimizin yıkımlarından bizi koruyabilecek 5 etkili yöntemden bahsetmek istiyorum:

1. Duyguyu Yargılamadan Kabul Etmek

Photo by Fuu J on Unsplash

Genelde olumsuz duygularımızı bastırma, yok sayma ya da yargılama eğiliminde oluruz.Fark ettiyseniz bu eğilim dünyaya yeni gelmiş bebeklerde bulunmaz. Çünkü onlara duygularını bastırmaları ve özgürce yaşamamaları henüz öğretilmemiştir. Ancak zaman geçtikçe, bebek büyüdükçe, ona bu olumsuz kazanımlar dış dünya tarafından bir şekilde aktarılır. Böylece çocukluğundan yetişkinliğine kadar kişi, artık duygularını yaşamaya çekinecek, içine atacak, bastıracak duruma gelir.

Hatta öyle ki; duygularını yaşadığında olumsuz tepki alan bireyler, bunun ayıp, utanılacak, kötü, belki sağlıksız bir durum olduğunu bilinç altlarına istemsizce kazırlar ve olumsuz duygularını yargılama eğilimi gösterirler. 

Ancak yapılan bu davranış, içeride olumsuz bir enerji birikimine yol açar ve dışarıya panik atak, depresyon, huzursuzluk ve çaresizlik olarak yansır. 

Olağan yaşam şartlarında içimize attığımız, kabullenmeyip yargıladığımız olumsuz duygularımız bile bu saydığım şekillerde dışarıda yansımasını bulurken, büyük felaketlerin yaşandığı zamanlarda hissedilen olumsuz duyguların bastırılması çok daha derin travmalara neden olur ve dışarıya yansıması çok daha ağır olabilir.

Bu sebeplerle duygularımızı kabul etmek, onlarla barışmak, onları yargılamamak oldukça önemlidir. Olumlu ya da olumsuz, çaresizlik dahil her duygu birbirinden özel ve birbirinden önemlidir.

 Duygular, bizi bir robot olmaktan farklı kılan yegane yetilerimizdendir ve olumsuz durumlarda; mutsuzluk, huzursuzluk, çaresizlik, kaygı gibi duyguların açığa çıkması insani olarak çok doğal ve normal duygu durumlarıdır.

 Duygularımızı bastırmadan, yargılamadan kabul etmek, duygularımıza akıp gitmesi için zaman tanımak, olumsuz duyguların içimizde birikip bizlerde derin izler bırakmaması açısından ilk önemli adımdır.

2. Duyguları ve Düşünceleri İfade Etmek, Paylaşmak

Bir önceki maddeye bağlı olarak, duygularımızı bastırma eğilimimiz, onları paylaşmama, ifade etmemeye de neden olur. Halbuki olumsuz duygularımızı dışa aktarmak, yakın hissettiğimiz birileriyle paylaşmak olumsuz enerjiyi içimizde biriktirmemek adına çok önemlidir. 

Çoğu kişi güçsüz görülmeme ya da anlaşılamayacağı düşünceleriyle duygularını paylaşmama eğilimindedir. Ancak karşımızdaki kişi bizi anlamasa bile bizler duygularımızı dışa aktardığımız için bir rahatlama hissederiz. 

Anlatmak her zaman anlaşılmak ya da yol gösterilmesini beklemek amacıyla yapılan bir eylem değildir. Bazen, hatta çoğunlukla içimizi dökmek, bir nebze olsun içimizdeki olumsuz enerjiyi dışarı atmak amacıyla paylaşırız. Bu sebeple bizleri paylaşmamaya, içimize atmaya iten düşünceleri biraz olsun durdurup duygularımızı dışa aktarmak psikolojimizde bir rahatlama sağlayacaktır.

Bununla birlikte olumsuz duygulardan biri olan çaresizlik hissi de; yakınlarımızla bu hislerimizi paylaşma, onlardan destek alma, yanımızda olduklarını hissetme, onların varlığından güven alma duygularıyla birlikte azalma sürecine girebilir. 

3. Duygularımızı ve Düşüncelerimizi Kağıda Dökmek

Çoğumuzun bildiğinin aksine; duygular düşünceleri değil, düşünceler duyguları var eder. Zor zamanlarda zihnimiz çok fazla çarpık ve hatalı düşünceler üretme eğilimindedir. Oluşan bu düşünceler çok hızlı ve seri bir şekilde zihnimize aktığı için onları fark etmek, ayıklamak, normale dönüştürmek oldukça zordur.

Bu sebeple duygularımızı ve düşüncelerimizi kağıda dökmek, zihnimizdeki karmaşayı berraklaştırmak ve zihnimizde oluşan çarpıtmaları somut bir biçimde görmek adına oldukça etkili bir yöntemdir. 

Çaresizlik gibi olumsuz duygular hissettiğimiz anlarda elimize bir kağıt kalem alıp zihnimizden geçen tüm düşünceleri ve bu düşüncelerin bize hissettirdiği duyguları kağıda dökebiliriz. Böylece hangi düşüncemizin hatalı olduğunu, gerçeği yansıtmadığını görüp onun bize hissettirdiği duygudan kurtulabiliriz.

4. Bulunduğumuz Ortamı Değiştirmek/Mümkünse Doğada Vakit Geçirmek

"Tebdili mekanda ferahlık vardır." sözünü çoğumuz duymuşuzdur. Sürekli aynı mekanda bulunmak kişiye her şeyin durağan olduğu, akışın, değişimin olmadığı hissini verebilir. Bununla beraber olumsuz duygular ve düşüncelerle beraber sürekli aynı mekanda bulunmak, mekanın enerjisini de olumsuz etkiler. Bu da olumsuz etkinin dönüp dolaşıp tekrar bize yansımasına sebebiyet verir ve bu bir kısır döngü halinde böyle devam edip bizi daha da çaresiz, hiçbir şeyin değişmeyeceği, her şeyin böyle olumsuz devam edeceği hislerine itebilir.

Değişim hayattaki en büyük gerçeklerden biridir. Elbette olumlu duygular ve durumlar nasıl geçip yerini bazen olumsuz ve acı duygulara bırakıyorsa olumsuz duygu ve olaylar da aynı şekilde yerini ferahlığa bırakacaktır. Hayat böyle bir döngü halindedir. 

Bu sebeple ortam değiştirmek bize değişimin varlığını, her şeyin olduğu gibi kalmayacağını hissettirerek çaresizlik hissinden uzaklaşmamızı sağlar. Bununla beraber olumsuz enerjiyle biriken ortamdan uzaklaşmak ve özellikle doğaya çıkıp nötrlenmek, belki toprağa basmak belki bir ağacın gövdesine dokunmak, üzerimizdeki olumsuz duygulardan arınmamızda oldukça etkilidir.

Ortam değişikliğini yanında iyi hissettiğimiz, paylaşım yapabildiğimiz bir ya da birkaç kişiyle yapmak, hatta birlikte etkinlikte bulunmak da bize iyi hissettirecektir.

5. Maneviyatımızı Arttırmak/İçimize Dönmek

Photo by Jared Rice on Unsplash

İster meditasyon, ister ibadet, dua... Hangisi size iyi hissettiriyorsa, hangisi içinizle, özünüzle, ruhunuzla, manevi olanınızla bağ kurmanızda en etkiliyse ona yönelmeniz çaresizlik anlarında size yardımcı olacak yöntemler arasında en etkili olanlardan birisidir. 

Bazen ne yapsak eksik, güçsüz hissederiz. Böyle zamanlarda içimize yönelmek, dış dünyadaki maddi olan bizden daha büyük olan manevi bize; manevi, yüce bir güce yönelmek, ona sığınmak en etkili yöntem olabiliyor. 

Unutmayın, bizler göründüğümüzden daha fazlasıyız. Bilimsel araştırmalar da gösteriyor ki bir bebek dış dünyaya adapte olma, gelişme, büyüme, hayatta kalma gibi muazzam bir donanımla ve savaşçı ruhuyla dünyaya gelir. Ancak zamanla dış dünya tarafından eksik ve yetersiz olduğu hissi zihnine, ruhuna işlenir. Ne kadar büyük bir savaşma mekanizması olduğunu, ne kadar güçlü olduğunu unutur. 

Bunu yaşadığımız bu günlerde, üzerinden 9 gün geçmesine rağmen, enkaz altında yaşamını devam ettirmeyi başarabilmiş, yaşama sıkıca tutunmuş, savaşçı ruhunu kaybetmemiş, kendinde var olan yüce ruhun farkında olan o mucize insanların varlığında da çok net görebiliriz aslında. Hepsi, bize bu gücü, umudun hayatın her anında var olduğunu göstermek açısından en büyük ve yüce örnekler. 

"Umut, hiç bitmeyen bahar mevsimidir. İçine kar da yağar, fırtına da kopar ama çiçekler hep açar." (Mevlana)

Umutla kalın.





You Might Also Like

0 comments