Bu hikaye yıllar öncesine dayanan bir hikaye,

Bu hikaye bir hayal ürünüdür.

Yazma hayalim ve isteğim çocukluğumdan beri var olagelen bir şeydi. Önceden günlükler tutardım, şiirler karalardım. İçimde hep bir yazma hevesi vardı. Ancak ne yazacaktım, nasıl yapacaktım bilmiyordum. Sadece ara sıra bir şeyler karalıyordum bu hevesimi açığa çıkaran.

Açığa çıkaran eylemlerde bulunmama rağmen pek fark edilip yönlendirilmemiş olsam gerek ki, gerçek anlamda yazarlığa hiç soyunamamışım. 

Uzun yıllarım bu yetimin ve isteğimin çok farkında olmadan farklı uğraşlarla geçti. Birçok alanla ilgilendim ancak dönüp dolaşıp yazarken buldum kendimi. Sonra sordum kendime: "Neden yazmak istiyorsun ve madem bu kadar yazmak istiyorsun, neyi bekliyorsun?" diye. Sonra fark ettim ki yazmak bir şeyleri anlamlandırmamda, içime sindirmemde, zihnimi berraklaştırmamda, kendimi ifade etmemde en etkili eylem olduğu için yazmak istiyordum. Bunu fark ettikten sonra da bekleyecek bir şeyin olmadığını anlamıştım artık. 

Başta kendim için yazarken sonra içimde paylaşma isteği doğdu. Farkındalıklarımı, okuduklarımı, öğrendiklerimi, deneyimlerimi yalnızca kendime saklayamazdım; çünkü ben bir eğitimci, bir öğretmendim. Artık hayalim yazmaktı, hatta bir yazar olmak...

Bu blog; öğrenmek, deneyimlemek, paylaşmak ve tüm bunların sonunda hakiki öze, aydınlığa ulaşmak, kendini gerçekleştirmek isteyenlere rehber olmak, yol arkadaşlığı yapmak hayaliyle kuruldu.

Ve işte burada, sizlerle buluşmamı sağlayan süreç böyle gerçekleşti. 

Keyifle okumanız dileğiyle.

Teşekkürler

Rumeysa Yıldız